Seçildiği gün "Ağrı'yı Doğu'nun Paris'i yapacağım" sözü ile umut vadeden Savcı Sayan, memleketin etine dişine dokunmadan veda turlarına başladı, memleketi virane halde bıraktı.
Zamanında Ağrı'yı ziyarete gelen Çevre, İklim ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum'a kendi ifadesi ile "Ağrılılara Cennetin dışında her şeyin sözünü verdim" diyen Savcı Sayan'ın seçim döneminde verdiği sözlerin dışında söz vermediği icraatlar mı yerine getirdi yoksa verdiği sözleri yerine getirdi? Ona haksızlık mı yapılıyor. Kepimizi önümüze koyup biraz düşünmemiz gerekiyor.
Yedek Bakan
Yaklaşan 2023 seçimleri için milletvekili adaylığı başvurusu yapmak isteyen kamu görevlileri, belediye başkanları, il başkanlarının istifa dönemi geldi. O istifalardan biride daha resmiyete kavuşmamış olsa da aslında yaklaşık son 8 ay içerisinde toplamda Ağrı'da 20 gün kalmamış Savcı Sayan'dan geleceğini düşünüyorum. Milletvekilliği adaylığını sağlama almak için Cumhurbaşkanı'nın ülke genelinde gerçekleştirdiği neredeyse bütün programlara bir yedek bakan gibi katılan, paylaşımlar yapan, sık sık TV'lerin tartışma programlarına çıkarak araştırmacı edasıyla analizler yapan, zaman zaman yurt dışı programlarına katılarak gurbetçilere Türkiye'yi anlatan Savcı Sayan…
3 yıl önce 'Seçim Zaferi Konuşması' için Dörtyol Kavşağında toplanan halkın Kürtçe "Savcı Yameyê/Savcı Bizimdir" sloganlarına karşılık "Savcı Size Kurban Olsun" ifadesini kullanan Sayan, geldiğimiz bu günde kendini değil Ağrılıları kendine kurban etti/Ağrıyı kurban etti.
Neden kullandım bu sözleri, çünkü Savcı Sayan için, Ağrı çıkış noktası, zirveye ulaşmak için önemli bir basamak oldu. Sosyal medya platformlarını çok iyi kullanan Sayan ününe ün, şöhretine kademe atlattırdı. Ağrı'yı görmemiş, bilmeyen insanlar sosyal medya paylaşımlarından Ağrı'yı Fransa'nın Paris kenti ile yarışıyor biliyor. Sahi ne oldu o söz. Her platformda Savcı Sayan "Ben Ağrı'yı Doğu'nun Paris'i Yapacağım" demiyor muydu! Ağrı neden "Paris" olmadı.
"Yapma beeee!"
İl dışına çeşitli işleri için çıkan memleketimizin insanları Ağrılıyım/Ağrı'dan geldim dediğinde insanların sorduğu ilk soru "Oooo! Savcı Başkanın memleketi. Ne yapıyor Savcı Başkan, Ağrı ne durumda, bizimle paylaşın Allah aşkına" bunu insanlar akıllarında farklı bir Ağrı tahayyül ederek, Savcı Sayan ile birlikte büyük gelişmelere imza atmış bir Ağrı hayal ederek soruyorlar. Gerçekleri öğrendiklerinde ise gülen yüzleri değişiyor, parıldayan gözlerinin ışıltıları sönüyor. "Yapma beeee!" verebildikleri tek tepki, hayalleri yıkılıyor insanların.
O hayal kırıklıklarını bide gelin Ağrılılarda arayın dostlar. Tüm umutları yıkılmış, makus tarihine terkedilmiş, verilen sözlerin karşılıksız kaldığı bir halk, mazlumlar topluluğu. Aslında bu yazıyı kaleme alırken sadece Savcı Sayan'a değil öfkem, Ağrı halkına da kızıyorum.
Kardeşim, insan bu kadar vurdum duymaz olur mu Allah aşkına. Bir gün binlerce kişi değil yaw bi 20 kişi, 50 kişide toplanıp belediyenin önüne gidemediniz, "Savcı Sayan verdiğin sözleri neden yerine getirmiyorsun?" diyemediniz. "Bu halkın hayallerini yıktın, ya çalış ya da eskiden olduğu gibi bizi bizle baş başa bırak" diyemediniz. Oy verdi çünkü bu şehir hem de büyük bir oy, bunun hesabının sorulması lazımdı.
Yine 3 yıl önceye gidelim, Savcı Sayan'ın 'Zafer Konuşması'na. Orada dedi ki Ağrı halkı için, "Ağrı delikanlıdır, Ağrı yiğittir, Ağrı hak eden hakkını verir" ama Ağrı hak ettiğini yine alamadı, yine bir seçim gölgesine girdi, zayi edildi.
3 yılda ne yaptı Savcı Sayan madde madde sayalım.
1) DOLMUŞ SORUNU
Ağrı'nın kangren sorunu haline gelmişti şehir içi taşımacılığı. Koca kentin taşımacılığını birkaç aile ele geçirmiş, istediği zaman istediği kadar fiyat artırabiliyorlardı, şoförler yolculara hakaret ediyordu. Araç sahipleri her defasında kendi aralarında kavga etmiş, mağdur olan halk olmuştu. Geldiğimiz bu noktada Savcı Sayan yapılamayacak işi yaptı tüm şehir içi taşımacılığı Ağrı Belediyesi bünyesinde faaliyete soktu. Türkiye'nin en ucuz taşımacılığı olarak.
Parası olmadığı halde Belediye bünyesi 94 tane sıfır araç araç kattı ama personel yetersizliği, araçların sık sık arızalanması ve koordinesiz olmaları nedeni ile halk şehir içi taşımacılığından yetirince istifade edemedi/edemiyor. Kimi zaman 1 saate yakın bekliyor araçlar dolu bir şekilde gittiği için istifade edemiyor, kimi zaman araçlardan umudu olmadığı için beklemiyor, yayan ya da bir taksi ile ulaşmak istediği yere gidiyor.
2) ASFALT SORUNU
21. Yüzyıldayız ama Ağrı'nın hala asfalt dökülmemiş, parke taşı döşenmemiş yolları var. Asfalt çalışmasının Ağrı Belediyesi tarafından yürütülmesi için büyük bir plent kuruldu ama iki yıldır kentte yapılan asfalt çalışması yarım yamalak yürütülüyor. Bir mahalleye girildiğinde o mahalle bitirilmeden ana caddeleri asfalt yapılarak başka bir mahalleye geçiliyor. Hala yollarda çukur var, hala yollar bozuk.
Bunlar senin değil sahiplenme...
Savcı Sayan'ın YAPTIM dediği "Murat Nehri Projesi", "Et Döner Coğrafi İşaret Alması", "Ahırlar Bölgesi", "5 Yılda 750 Bin Koyun Projesi", "Tekstil Kent Projesi" gibi projeler Valilik öncülüğünde kurumlar tarafından yürütüldü ve hatır için bazıları Ağrı Belediyesi adıyla anıldı yoksa Savcı Sayan'ın özel uğraşları söz konusu değildir. Çünkü bu tür önemli projeleri yürütmek için büyük ve ciddi çalışan bir kadroya ihtiyaç var, bununda Ağrı Belediyesi bünyesinde olması mümkün değil. Belediye'de yürütülen çalışmaların çoğu bireyselliğin ötesine geçmemekle birlikte spontane gelişmekte.
Maalesef Ağrı Belediyesi ile ilgili şöyle bir gerçek var, son 8 aydır Savcı Sayan kente düzenli uğramadığı için imza bekleyen çok sayıda evrak var. Vekaleten görevi yürüten başkan yardımcıları "Savcı Bey Gelsin" diyerek ya evrakları bekletiyor ya da geri gönderiyorlar. Böyle bir tablo söz konusu iken hangi çalışmanın sağlıklı yürütüldüğünden bahsedebiliriz Allah aşkına.
Hani Verilen Sözler…
Halbuki Savcı Sayan'ın allandıra ballandıra anlattığı "Büyük Ağrı Dağı Projesini", Merkez camii yanına kurmayı planladığı ve terasına çıktığınızda Ağrı'dan Ağrı Dağı'nın zirvesini göreceğimiz "60 metrelik Kule" projesini, Fırat Mahallesinde bulunan 2+1 TOKİ'ler olarak adlandırılan konutların tapularının ücretsiz bir şekilde vereceği sözünü, sebze pazarında tezgahı bulunanların borçlarının sıfırlanacağı sözünü, okullarda yapılacak 25 tane spor salonları sözünü, Adliye Kavşağına kurulacak Kent Meydanı ile meydanın altına kurulacak Servis Noktaları sözünü yerine getirmesini bekliyordu halk.
Savcı Sayan bunları ve daha fazlasını yapabilirdi ama ne Ağrı'nın kangren halini alana sorunlarını çözmeye nede verdiği sözleri yerine getirme fırsatı/ekibi vardı.
Yazık oldu Ağrı'ya, 5 yıl daha kaybetti. Şimdi Savcı Sayan milletvekilliği adaylığı için yakında vereceği istifa öncesi kurum içinde ve dışında, Ağrı protokolüne veda ziyaretleri gerçekleştiriyor. Gerçekten yazık oldu, Ağrı bunu hak etmiyordu.
Ağrı Belediyesindeki bankamatik memurlarının son durumu…
Şimdi ne olacak Savcı Sayan istifasının ardından, Belediye Başkanından sora imza yetkisi olan ve Özel Kalem kadrosu almış Belediye Başkan Yardımcısı Ahmet Tunç'da memleketi terk edeceği düşünülüyor. Sayan kendisine yakın isimleri bir bir farklı illerde kadrosunu çıkararak göndermeye başladı ve devam edecek. Kendi döneminde Ağrı Belediyesi'nde iddiaya göre bankamatik memuru olarak görev yapan yakınlarını da istifa ettirip yakında çıkacak "Sözleşmelilerin Kadroya Geçiş" düzenlemesi kapsamında çeşitli illerde farklı kurumlarda işe başlattırdığı dillendiriliyor.
Şimdi Ne Olacak
İstifanın ardından Sayan'ın yerine Mehmet Alpaslan veya Mehmet Özgül'ün geçeceği dillendiriliyor. Sayan'ın yerine vekaleten seçime kadar Belediye Başkanlığını yürütecek ismin çokta önemi yok, çünkü işlevsiz kalacak gelen isim. Vekil Belediye Başkanını, yarım yamalak yürüyen asfalt çalışması sorunu, her ay 2 milyon TL'den fazla zarar eden şehir içi taşımacılığı, risk almamak için imzalanmayan evrakların imzalanması baskısı, belediyenin borçları yüzünden gelen icraları idare etme, belediye personelinin başına buruk hareketi ile uğraşmak gibi bir gayreti bekliyor.
Zamanında Ağrı'yı ziyarete gelen Çevre, İklim ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum'a kendi ifadesi ile "Ağrılılara Cennetin dışında her şeyin sözünü verdim" diyen Savcı Sayan'ın seçim döneminde verdiği sözlerin dışında söz vermediği icraatlar mı yerine getirdi yoksa verdiği sözleri yerine getirdi? Ona haksızlık mı yapılıyor. Kepimizi önümüze koyup biraz düşünmemiz gerekiyor.
Yedek Bakan
Yaklaşan 2023 seçimleri için milletvekili adaylığı başvurusu yapmak isteyen kamu görevlileri, belediye başkanları, il başkanlarının istifa dönemi geldi. O istifalardan biride daha resmiyete kavuşmamış olsa da aslında yaklaşık son 8 ay içerisinde toplamda Ağrı'da 20 gün kalmamış Savcı Sayan'dan geleceğini düşünüyorum. Milletvekilliği adaylığını sağlama almak için Cumhurbaşkanı'nın ülke genelinde gerçekleştirdiği neredeyse bütün programlara bir yedek bakan gibi katılan, paylaşımlar yapan, sık sık TV'lerin tartışma programlarına çıkarak araştırmacı edasıyla analizler yapan, zaman zaman yurt dışı programlarına katılarak gurbetçilere Türkiye'yi anlatan Savcı Sayan…
3 yıl önce 'Seçim Zaferi Konuşması' için Dörtyol Kavşağında toplanan halkın Kürtçe "Savcı Yameyê/Savcı Bizimdir" sloganlarına karşılık "Savcı Size Kurban Olsun" ifadesini kullanan Sayan, geldiğimiz bu günde kendini değil Ağrılıları kendine kurban etti/Ağrıyı kurban etti.
Neden kullandım bu sözleri, çünkü Savcı Sayan için, Ağrı çıkış noktası, zirveye ulaşmak için önemli bir basamak oldu. Sosyal medya platformlarını çok iyi kullanan Sayan ününe ün, şöhretine kademe atlattırdı. Ağrı'yı görmemiş, bilmeyen insanlar sosyal medya paylaşımlarından Ağrı'yı Fransa'nın Paris kenti ile yarışıyor biliyor. Sahi ne oldu o söz. Her platformda Savcı Sayan "Ben Ağrı'yı Doğu'nun Paris'i Yapacağım" demiyor muydu! Ağrı neden "Paris" olmadı.
"Yapma beeee!"
İl dışına çeşitli işleri için çıkan memleketimizin insanları Ağrılıyım/Ağrı'dan geldim dediğinde insanların sorduğu ilk soru "Oooo! Savcı Başkanın memleketi. Ne yapıyor Savcı Başkan, Ağrı ne durumda, bizimle paylaşın Allah aşkına" bunu insanlar akıllarında farklı bir Ağrı tahayyül ederek, Savcı Sayan ile birlikte büyük gelişmelere imza atmış bir Ağrı hayal ederek soruyorlar. Gerçekleri öğrendiklerinde ise gülen yüzleri değişiyor, parıldayan gözlerinin ışıltıları sönüyor. "Yapma beeee!" verebildikleri tek tepki, hayalleri yıkılıyor insanların.
O hayal kırıklıklarını bide gelin Ağrılılarda arayın dostlar. Tüm umutları yıkılmış, makus tarihine terkedilmiş, verilen sözlerin karşılıksız kaldığı bir halk, mazlumlar topluluğu. Aslında bu yazıyı kaleme alırken sadece Savcı Sayan'a değil öfkem, Ağrı halkına da kızıyorum.
Kardeşim, insan bu kadar vurdum duymaz olur mu Allah aşkına. Bir gün binlerce kişi değil yaw bi 20 kişi, 50 kişide toplanıp belediyenin önüne gidemediniz, "Savcı Sayan verdiğin sözleri neden yerine getirmiyorsun?" diyemediniz. "Bu halkın hayallerini yıktın, ya çalış ya da eskiden olduğu gibi bizi bizle baş başa bırak" diyemediniz. Oy verdi çünkü bu şehir hem de büyük bir oy, bunun hesabının sorulması lazımdı.
Yine 3 yıl önceye gidelim, Savcı Sayan'ın 'Zafer Konuşması'na. Orada dedi ki Ağrı halkı için, "Ağrı delikanlıdır, Ağrı yiğittir, Ağrı hak eden hakkını verir" ama Ağrı hak ettiğini yine alamadı, yine bir seçim gölgesine girdi, zayi edildi.
3 yılda ne yaptı Savcı Sayan madde madde sayalım.
1) DOLMUŞ SORUNU
Ağrı'nın kangren sorunu haline gelmişti şehir içi taşımacılığı. Koca kentin taşımacılığını birkaç aile ele geçirmiş, istediği zaman istediği kadar fiyat artırabiliyorlardı, şoförler yolculara hakaret ediyordu. Araç sahipleri her defasında kendi aralarında kavga etmiş, mağdur olan halk olmuştu. Geldiğimiz bu noktada Savcı Sayan yapılamayacak işi yaptı tüm şehir içi taşımacılığı Ağrı Belediyesi bünyesinde faaliyete soktu. Türkiye'nin en ucuz taşımacılığı olarak.
Parası olmadığı halde Belediye bünyesi 94 tane sıfır araç araç kattı ama personel yetersizliği, araçların sık sık arızalanması ve koordinesiz olmaları nedeni ile halk şehir içi taşımacılığından yetirince istifade edemedi/edemiyor. Kimi zaman 1 saate yakın bekliyor araçlar dolu bir şekilde gittiği için istifade edemiyor, kimi zaman araçlardan umudu olmadığı için beklemiyor, yayan ya da bir taksi ile ulaşmak istediği yere gidiyor.
2) ASFALT SORUNU
21. Yüzyıldayız ama Ağrı'nın hala asfalt dökülmemiş, parke taşı döşenmemiş yolları var. Asfalt çalışmasının Ağrı Belediyesi tarafından yürütülmesi için büyük bir plent kuruldu ama iki yıldır kentte yapılan asfalt çalışması yarım yamalak yürütülüyor. Bir mahalleye girildiğinde o mahalle bitirilmeden ana caddeleri asfalt yapılarak başka bir mahalleye geçiliyor. Hala yollarda çukur var, hala yollar bozuk.
Bunlar senin değil sahiplenme...
Savcı Sayan'ın YAPTIM dediği "Murat Nehri Projesi", "Et Döner Coğrafi İşaret Alması", "Ahırlar Bölgesi", "5 Yılda 750 Bin Koyun Projesi", "Tekstil Kent Projesi" gibi projeler Valilik öncülüğünde kurumlar tarafından yürütüldü ve hatır için bazıları Ağrı Belediyesi adıyla anıldı yoksa Savcı Sayan'ın özel uğraşları söz konusu değildir. Çünkü bu tür önemli projeleri yürütmek için büyük ve ciddi çalışan bir kadroya ihtiyaç var, bununda Ağrı Belediyesi bünyesinde olması mümkün değil. Belediye'de yürütülen çalışmaların çoğu bireyselliğin ötesine geçmemekle birlikte spontane gelişmekte.
Maalesef Ağrı Belediyesi ile ilgili şöyle bir gerçek var, son 8 aydır Savcı Sayan kente düzenli uğramadığı için imza bekleyen çok sayıda evrak var. Vekaleten görevi yürüten başkan yardımcıları "Savcı Bey Gelsin" diyerek ya evrakları bekletiyor ya da geri gönderiyorlar. Böyle bir tablo söz konusu iken hangi çalışmanın sağlıklı yürütüldüğünden bahsedebiliriz Allah aşkına.
Hani Verilen Sözler…
Halbuki Savcı Sayan'ın allandıra ballandıra anlattığı "Büyük Ağrı Dağı Projesini", Merkez camii yanına kurmayı planladığı ve terasına çıktığınızda Ağrı'dan Ağrı Dağı'nın zirvesini göreceğimiz "60 metrelik Kule" projesini, Fırat Mahallesinde bulunan 2+1 TOKİ'ler olarak adlandırılan konutların tapularının ücretsiz bir şekilde vereceği sözünü, sebze pazarında tezgahı bulunanların borçlarının sıfırlanacağı sözünü, okullarda yapılacak 25 tane spor salonları sözünü, Adliye Kavşağına kurulacak Kent Meydanı ile meydanın altına kurulacak Servis Noktaları sözünü yerine getirmesini bekliyordu halk.
Savcı Sayan bunları ve daha fazlasını yapabilirdi ama ne Ağrı'nın kangren halini alana sorunlarını çözmeye nede verdiği sözleri yerine getirme fırsatı/ekibi vardı.
Yazık oldu Ağrı'ya, 5 yıl daha kaybetti. Şimdi Savcı Sayan milletvekilliği adaylığı için yakında vereceği istifa öncesi kurum içinde ve dışında, Ağrı protokolüne veda ziyaretleri gerçekleştiriyor. Gerçekten yazık oldu, Ağrı bunu hak etmiyordu.
Ağrı Belediyesindeki bankamatik memurlarının son durumu…
Şimdi ne olacak Savcı Sayan istifasının ardından, Belediye Başkanından sora imza yetkisi olan ve Özel Kalem kadrosu almış Belediye Başkan Yardımcısı Ahmet Tunç'da memleketi terk edeceği düşünülüyor. Sayan kendisine yakın isimleri bir bir farklı illerde kadrosunu çıkararak göndermeye başladı ve devam edecek. Kendi döneminde Ağrı Belediyesi'nde iddiaya göre bankamatik memuru olarak görev yapan yakınlarını da istifa ettirip yakında çıkacak "Sözleşmelilerin Kadroya Geçiş" düzenlemesi kapsamında çeşitli illerde farklı kurumlarda işe başlattırdığı dillendiriliyor.
Şimdi Ne Olacak
İstifanın ardından Sayan'ın yerine Mehmet Alpaslan veya Mehmet Özgül'ün geçeceği dillendiriliyor. Sayan'ın yerine vekaleten seçime kadar Belediye Başkanlığını yürütecek ismin çokta önemi yok, çünkü işlevsiz kalacak gelen isim. Vekil Belediye Başkanını, yarım yamalak yürüyen asfalt çalışması sorunu, her ay 2 milyon TL'den fazla zarar eden şehir içi taşımacılığı, risk almamak için imzalanmayan evrakların imzalanması baskısı, belediyenin borçları yüzünden gelen icraları idare etme, belediye personelinin başına buruk hareketi ile uğraşmak gibi bir gayreti bekliyor.