İshak Paşa Sarayı, Yeni Doğubayazıt şehrinin kurulduğu Sanova'ya hâkim, Karaburun mevkiinde kuzeybatıya meyilli arazide, bir kaya kütlesi üzerine kurulmuştur
Harem Taçkapisi kavarasındaki kitabede İshak Paşa Sarayı'nın yapılış tarihi Hicri 1199, Miladi 1784 olarak verilmektedir.
Sarayın kuzeybatı ve güneyinde Eski Doğubayazıt şehrinin harabeleri, 60 m güneydoğusunda sarayın mezarlığı ve küçük bir mescit, ,300 m doğusunda Selçuklular dönemine ait ikinci bir mezarlık bulunmaktadır. Sarayın kuzeydoğusunda Karaburun Tepelerinin yalçın kayaları üzerinde Urartu dönemine kadar uzanan Doğubayazıt kalesi yükselmektedir. Kalenin altında orijinalliği bozulmamış II. Selim Dönemi'ne ait, Merkezi kubbeli, tek minareli bir cami, güneybatı sanda Selçuklu mezarlığı bulunmaktadır. Bu bölgede henüz arkeolojik araştırma yapılmamıştır.
ISHAK PAŞA SARAYI TEZYİNATI
İshak Paşa Sarayı, adeta bir dantela gibi işlenerek, birbirinden farklı üslup ve teknikte motif ve resimlerle bezenmiştir. Muhtelif zamanlarda yaptığım araştırmalarda birbirinden farklı 192 motif tespit ettim. Yapılan onarımlarda, Harem'in kuzeybatı cephesinde ve bahçedeki çeşmenin orijinal desenli taşları kayboldu.
İshak Paşa Sarayı’nın dekorasyonunda Selçuklu yapılarında olduğu gibi, geleneksel taş tezyinat tercih edilmiştir. Taş tezyinatı oluşturan kompozisyonlarda çoğunlukla bitkisel kökenli motiflerin bazı yerlerde natüralist bir üslupta, bazı yerlerde de soyutlanarak veya geometrik motiflerle kombine edilerek kullanıldığı görülür. Çatallaşan bitkisel geçmeler bazen tek başına bazen de geometrik motiflerin kombinasyonları olarak kullanılmıştır. Geometrik geçmelerde şeritler, kare, daire, dörtgenler ve yıldızlar, bitkisel kökenli motiflerde palmet, lotus, Rumi ile Kafkasya bölgesinin bitki ve çiçekleri stilize edilerek kabartma rölyef tekniğinde kompoze edilmiştir. Tek figür veya motiften oluşan kompozisyonlarda, hayat ağacı, servi ağacı gibi sembolik anlamlı motifler tercih edilmiştir.
18. yy. Osmanlı sivil mimarisinde olduğu gibi, sarayın bazı bölümlerinde sıva üstü resimlerin halen izleri vardır. Bu resimlerden sadece caminin iç kubbesinde bulunan manzara resimlerinin bir kısmı kalmış, diğerleri tamamen tahrip olmuştur.
GEÇMELER
a. Geometrik geçmeler
b. Bitkisel geçmeler
c. Geometrik ve nebati kombinasyonlu geçmeler.
SEMBOLİK MOTİFLER
Geçme, geometrik şerit veya bitkisel dalların bir alttan, bir üstten birbirine geçerek oluşturduğu bezeme tekniğidir. Geçmeler, M.Ö. 3.000 yıllarından beri Hitit, Asur ve Ortadoğu kültürlerinde yaygın olarak kullanılmıştır. Geçmeler, Antik dönem mimarisinde alınlık, pencere, kapı sövelerinde ve Roma dönemi mozaiklerinde çok kullanılan bir bezeme öğesidir. Geçme, Ortaçağ'da Bizans ve Kent yapılarının alınlıklarda, kapılarda, sütun başlık ve kaidelerde de geniş bir uygulama alanı bulmuştur.
Türk-İslam sanatlarında kullanılan geçme motiflerinin antik sanatlardan etkilense de İslam'ın kendi dünya görüşünden kaynaklandığı söylenebilir.
Geçmeyi oluşturan şeritlerin, birbirinin alt ve üstünden geçerek dönüşümlerle yarat tığı sonsuzluk etkisi, İslam felsefesinin görsel anlamda ifadesini yansıtır."
Türk-İslam sanatlarında geçmeler bitkisel, geometrik ve her ikisinin kombinasyonundan oluşan kompozisyonlar olarak kullanılmıştır. Geometrik geçmeler, kare, üçgen, daire ve yıldız motifleri veya bunların kombinasyonlarından oluşur. Bitkisel geçmelerde ise akantus, lotuspalmet, çeşitli bitki ve çiçeklerin sıkça kullanıldığı, bazı örneklerde bu motiflerin soyutlaştırıldığı görülür.
Geometrik ve bitkisel kombinasyonlu geçmelerde, kare, üçgen, daire, yıldız motifleri ile akantus, lotus, palmet ve çiçek motifleri birlikte kompoze edilmiştir. Selçuklulardan beri geçmeler iki farklı grup olarak kullanılmıştır. Birincisi sürekli ve sonsuz geçmeler, ikincisi çatallaşarak yayılan geçmelerdir. Her iki tür geçme de aynı kurala bağlı olarak, bir üstten, bir alttan geçen şerit ve dallar olarak kompozisyonlar oluşturur. Geçmelerin ta sarım ve teknik yönden birçok türleri vardır. Bu türlerin bazıları, Anadolu Selçukluları döneminde (11. ve 14. yy.) Suriyeli ustalar tarafından Konya'da İnce Minareli Medrese'nin Taçkapısında (1258) ve Sahip Ata Camii'nde (1258) uygulanmıştır. Kakma denilen düğümlü geçmeler, Suriye menşeli olup Konya Alaaddin Camii’nde (1220), Aksaray Sultan Hanı'nda (1229), Konya Karatay Medresesi'nde değişik örneklerde görülür. İshak Paşa Sarayı'ndaki geçmeler, üslup özellikleri ve teknik bakımından, Anadolu Selçuklu mimarisindeki örneklerle yakın bir benzerlik göstermektedir. Kayseri'de Sahibiye Medresesi (1268), Niğde'de Hüdavend Hatun Türbesi'nde(1312) görülen geçme motifleriyle İshak Paşa Saray’ındakiler üslup ve teknik bakımdan birbirine çok yakındırlar. İshak Paya Sarayı'nda olduğu gibi bu yapılarda kullanılan geçmeler de, kabartma tekniğinde, ortan yivli şeritlerin ve dalların yanlara yaprakları bırakarak bir alttan, bir üstten geçtiği kompozisyonlar oluşturur.
İshak Paya Sarayı'ndaki geçmeler üç grupta incelenebilir: Geometrik geçmeler, bitkisel geçmeler, geometrik bitkisel kombinasyonlu geçmeler. Geometrik geçmeler daha çok pencere ve niş çevrelerinde kullanılmıştır. Muayede salonunun pencere kenarları salt geometrik geçmelerle çevrelenmiştir Caminin saçağını dolaşan korniş devrik bir geçmedir. Bitkisel geçmeler, çeşmenin alınlığında, Ana giriş Taç kapısında, Selamlık ve Harem Taç kapılarında, muayede salonunun giriş kapısında, caminin güney cephesinde birbirinden güzel ve değişik örneklerde kullanılmıştır. Geometrik bitkisel kombinasyonlu geçmeler, muayede salonunun batı kapısın da, Ana giriş Taç kapısının bezemelerinde ve selamlığın güney cephesi pencerelerinde kullanılmıştır.
GEOMETRIK GEÇMELER
Caminin Çatı Frizi
Caminin çatı silmesi 45" içe pahlanarak üzeri kabartma tekniğinde geometrik şeritlerden oluşan geometrik bir geçme bordürle bezenmiştir. Bordür dört şeridin ikişerli, 45" diyagonal, kenarlarda 90° içe dönerek örülmesinden oluşmaktadır. Şeritlerin eşit aralıklarla örülmesiyle ortalarda oluşan karelerin ortalarına, "inciler" bırakılarak bordür tamamlanmıştır. Köşelerde ise içteki şerit en dışa kadar uzatılarak 90 dönüşlerle bordürün kompozisyonu bozulmadan köşe dönüşleri sağlanmıştır. Bu geometrik geçme Selçuklu motiflerini anımsatıyorsa da daha çok antik kökenlidir.
Muayede Salonu Pencere Söve Bordürü
Muayede salonunda bulunan dört pencere ve on bir sağır pencerenin söveleri üzerinde çerçeve oluşturan bordür, kalkerli taş üzerine kabartma tekniği ile işlenmiştir. Bu geometrik geçme, beş farklı elemandan oluşmaktadır. İki kesintisiz şerit, (1 ve 2 numaralı beyaz ve sarı şeritler) birbirine geçmelerle bağlı "3","4","5" ve "6" numaralı kapalı motifleri olarak, köşelerde birbirinden farklı dönüşlerle çerçeveyi tamamlar. Şeritlere geçmelerle bağlanan kapalı elemanlar, "3" numaralı paralel kenar, (altıgen) "hexagon","4" numaralı eşkenar dörtgen,"5" numaralı paralelkenar, (küçük altıgen) "hexagon" ve köşelerde dönüşleri sağlayan "6 numaralı kapalı "pentagonlardan (beşgenlerden) oluşmaktadır. Bu elemanlar birbiriyle ve köşelerde pentagonlarla geçme tekniğinde birbirine bağlanmaktadır (Grf.4).
Birbirine bağlı kapalı şerit formları "1 ve "2" nolu şeritler simetrik olarak alttan ve üstte geçmelerle örerek geometrik bordürü oluşturur. Büyük "hexagon"lar, köşe dönüşlerine uygun biçimler alarak şeritlerle geçme tekniğinde örülen bordürü kesintisiz devam ettirir.
BİTKİSEL GEÇMELER
Ana Giriş Taç kapısı Cephe Panoları
Taç kapının poligonla yan kanatlarının ön cephelerinde, sütunlar arasında karşılıklı si metrik olarak dörtgen çökertme nişler içinde, kabartma tekniğinde birer madalyon olarak kompoze edilmiştir (Res.2). Madalyon, dikey "A", yatay "B" ve "b" eksenlerinde simetrik olarak geçmelerle tekrarlanan kıvrım dal ve kapalı şeritlerle kompoze edilmiştir.
Madalyon, dikey "A" ve yatay "B" eksenleri doğrultusunda simetrik olarak tekrarlanan üç değişik elemandan oluşmaktadır. Kesintisiz "1" numaralı kıvrımlar, kalp şeklinde "2" numaralı kapalı şekil ve "3" numaralı lotus tomurcuğu motifleri geçmelerle kompoze edilmiştir.
Madalyonun "1" numaralı kesintisiz kıvrım dal en uçta kendisi ile geçme yaparak dikey "A" ekseni doğrultusunda yanlara açılarak kalp biçimi oluşturur. Tekrarlanan geçmelerle önce dışa, sonra içe dönerek "2" numaralı kalp şeklindeki kapalı şekli alttan ve üsten geçerek, "b" ekseni doğrultusunda simetrik olarak tekrarlanır.
Dikey "A ekseni doğrultusunda karşıla simetrik olarak tekrarlanan kıvrımdalar. yatay "B" ekseninde yön değiştirerek simetrik madalyonun ikinci bölümünü oluşturur. Kalp şeklinde "2" numaralı kapalı elemanlar madalyonun merkezini oluşturmaktadır.
Kıvrım dal ve "2" numaralı şekillerin bir birine temas eden alt ve üst uçlarından, saplı ve üzerinde göz bulunan palmet-lotus karışımı "3" numaralı motif, kıvrım dalın bıraktığı kalp formundaki boşluğu doldurmaktadır. Kıvrımların dış köşelerinde iç boşluklarda ve iç yatay ve dikey eksenler doğrultusunda değişik varyasyonlarla akantus yaprakları bırakarak kompozisyonu tamamlamaktadır. Bu çift merkezli simetrik rine rölyef madalyon, kalkerli taş üze f tekniğinde işlenmiştir. işlenmiştir. Madalyonu oluşturan kıvrımdalların ortası yivlendirilmiş tir. Bu madalyonlar, üzerlerindeki oryantallerde, karşılıklı kalp formlarının alması yer ve palmetle lotusun üzerine göz motiflerinin kompoze edilmesi, saraydaki muhabbet ve neşenin kem gözlerden korunması için bir nazarlık olarak yorumlanabilir.
Çeşmenin Kemer Karnı Bordürü
Çeşmenin kemer karnını yer alan bu bordür, kalkerli taş üzerine kabartma tekniğinde bitkisel motif ve şeritlerle tasarlanmış tir. Bordür, "1" nolu kalp biçiminde kartuş, dikey "A", yatay "B" ve "b" eksenleri doğrultusunda simetrik olarak tekrarlanan; "2" ve "3" nolu kıvrım dal, "5" kapalı dörtgenden, "4" palmet ve "6" lotus motiflerinden altı farklı elemanlarla geçme tekniği ile kompoze edilmiştir.
Bordür, "1" nolu kalp biçiminde kapalı kartuşla başlar. Kalp biçimde kartuşun içinde aşağı "6" nolu lotosu andıran bir tomurcuk uzanmaktadır. Lotosun ucundan uçları içe spiral yapan "2" nolu kıvrimlar, dikey "A" ve yatay "B" eksenleri doğrultusunda simetrik olarak içe ve dışa kıvrılarak, yatay "b" ekseni doğrultusunda "5" numaralı kapalı kartuşla geçine tekniğinde bağlanarak kesintisiz devam eder
Yatay "b" eksenin doğrultusunda palmer le başlayan 3"nolu kıvrımlar, dikey "A" ekseni doğrultusunda simetrik olarak "1" nolu kalp şekline geçmelerle bağlanarak, "2" nolu ketumlarla ters yönde, içe ve dışa kavisler çizerek ve boşluklara palmetler bırakarak bor dürü kesintisiz dolaşır.
Kirim dalların bıraktığı boşluklar, "4" nolu palmetli kıvrımlar yatay ve dikey eksen doğrultusunda tekrarlanarak "2" ve "3" nolu kıvrım dalın bıraktığı boşlukları doldurur. Palmet ve lotuslarla kompoze edilen bu bordür de, Kafkas kökenli olduğu izlenimini vermektedir.
GEOMETRİK VE BİTKİSEL KOMBİNASYONLU GEÇMELER
Divan Salonu Pencereleri bordürü Divan Salonunun ikinci avluya açılan beş penceresinin sövelerini çevreleyen bu bordür, kalkerli kesme taş üzerine kabartma tekniğinde işlenmiştir. Bordür, içe pahlanmış pencere sövelerinde tekrarlanan, ortada sekiz kollu bir yıldız ve onu tamamlayan palmetli kıvrım dallardan kompoze edilmiş motifler den oluşmaktadır. Yıldızın ortasına diyagonal eksenleri doğrultusunda birbirine geçmelerle bağlanan kıvrım dallar simetrik olarak tasarlanmıştır. Uçları çatallaşarak palmet yaprakları bırakan kıvrımlar, birbirine bağlanarak sekiz kollu yıldızın içini doldurur. Sekiz kollu yıldızı çevreleyen kıvrımdalar dikey yanlarda doğru köşelerde 45 derce içe dönerek, bir sonraki motifin kıvrım dalları ile geçme tekniğinde bağlanarak, köşelere palmetler bırakır. Geometrik ve organik elemanlardan oluşan bu motifler yatay "B" ekseni doğrultusunda tekrarlanarak pencere sövelerini çevreleyen bordürleri oluşturur. Sekiz kollu
Harem Taçkapisi kavarasındaki kitabede İshak Paşa Sarayı'nın yapılış tarihi Hicri 1199, Miladi 1784 olarak verilmektedir.
Sarayın kuzeybatı ve güneyinde Eski Doğubayazıt şehrinin harabeleri, 60 m güneydoğusunda sarayın mezarlığı ve küçük bir mescit, ,300 m doğusunda Selçuklular dönemine ait ikinci bir mezarlık bulunmaktadır. Sarayın kuzeydoğusunda Karaburun Tepelerinin yalçın kayaları üzerinde Urartu dönemine kadar uzanan Doğubayazıt kalesi yükselmektedir. Kalenin altında orijinalliği bozulmamış II. Selim Dönemi'ne ait, Merkezi kubbeli, tek minareli bir cami, güneybatı sanda Selçuklu mezarlığı bulunmaktadır. Bu bölgede henüz arkeolojik araştırma yapılmamıştır.
ISHAK PAŞA SARAYI TEZYİNATI
İshak Paşa Sarayı, adeta bir dantela gibi işlenerek, birbirinden farklı üslup ve teknikte motif ve resimlerle bezenmiştir. Muhtelif zamanlarda yaptığım araştırmalarda birbirinden farklı 192 motif tespit ettim. Yapılan onarımlarda, Harem'in kuzeybatı cephesinde ve bahçedeki çeşmenin orijinal desenli taşları kayboldu.
İshak Paşa Sarayı’nın dekorasyonunda Selçuklu yapılarında olduğu gibi, geleneksel taş tezyinat tercih edilmiştir. Taş tezyinatı oluşturan kompozisyonlarda çoğunlukla bitkisel kökenli motiflerin bazı yerlerde natüralist bir üslupta, bazı yerlerde de soyutlanarak veya geometrik motiflerle kombine edilerek kullanıldığı görülür. Çatallaşan bitkisel geçmeler bazen tek başına bazen de geometrik motiflerin kombinasyonları olarak kullanılmıştır. Geometrik geçmelerde şeritler, kare, daire, dörtgenler ve yıldızlar, bitkisel kökenli motiflerde palmet, lotus, Rumi ile Kafkasya bölgesinin bitki ve çiçekleri stilize edilerek kabartma rölyef tekniğinde kompoze edilmiştir. Tek figür veya motiften oluşan kompozisyonlarda, hayat ağacı, servi ağacı gibi sembolik anlamlı motifler tercih edilmiştir.
18. yy. Osmanlı sivil mimarisinde olduğu gibi, sarayın bazı bölümlerinde sıva üstü resimlerin halen izleri vardır. Bu resimlerden sadece caminin iç kubbesinde bulunan manzara resimlerinin bir kısmı kalmış, diğerleri tamamen tahrip olmuştur.
GEÇMELER
a. Geometrik geçmeler
b. Bitkisel geçmeler
c. Geometrik ve nebati kombinasyonlu geçmeler.
SEMBOLİK MOTİFLER
Geçme, geometrik şerit veya bitkisel dalların bir alttan, bir üstten birbirine geçerek oluşturduğu bezeme tekniğidir. Geçmeler, M.Ö. 3.000 yıllarından beri Hitit, Asur ve Ortadoğu kültürlerinde yaygın olarak kullanılmıştır. Geçmeler, Antik dönem mimarisinde alınlık, pencere, kapı sövelerinde ve Roma dönemi mozaiklerinde çok kullanılan bir bezeme öğesidir. Geçme, Ortaçağ'da Bizans ve Kent yapılarının alınlıklarda, kapılarda, sütun başlık ve kaidelerde de geniş bir uygulama alanı bulmuştur.
Türk-İslam sanatlarında kullanılan geçme motiflerinin antik sanatlardan etkilense de İslam'ın kendi dünya görüşünden kaynaklandığı söylenebilir.
Geçmeyi oluşturan şeritlerin, birbirinin alt ve üstünden geçerek dönüşümlerle yarat tığı sonsuzluk etkisi, İslam felsefesinin görsel anlamda ifadesini yansıtır."
Türk-İslam sanatlarında geçmeler bitkisel, geometrik ve her ikisinin kombinasyonundan oluşan kompozisyonlar olarak kullanılmıştır. Geometrik geçmeler, kare, üçgen, daire ve yıldız motifleri veya bunların kombinasyonlarından oluşur. Bitkisel geçmelerde ise akantus, lotuspalmet, çeşitli bitki ve çiçeklerin sıkça kullanıldığı, bazı örneklerde bu motiflerin soyutlaştırıldığı görülür.
Geometrik ve bitkisel kombinasyonlu geçmelerde, kare, üçgen, daire, yıldız motifleri ile akantus, lotus, palmet ve çiçek motifleri birlikte kompoze edilmiştir. Selçuklulardan beri geçmeler iki farklı grup olarak kullanılmıştır. Birincisi sürekli ve sonsuz geçmeler, ikincisi çatallaşarak yayılan geçmelerdir. Her iki tür geçme de aynı kurala bağlı olarak, bir üstten, bir alttan geçen şerit ve dallar olarak kompozisyonlar oluşturur. Geçmelerin ta sarım ve teknik yönden birçok türleri vardır. Bu türlerin bazıları, Anadolu Selçukluları döneminde (11. ve 14. yy.) Suriyeli ustalar tarafından Konya'da İnce Minareli Medrese'nin Taçkapısında (1258) ve Sahip Ata Camii'nde (1258) uygulanmıştır. Kakma denilen düğümlü geçmeler, Suriye menşeli olup Konya Alaaddin Camii’nde (1220), Aksaray Sultan Hanı'nda (1229), Konya Karatay Medresesi'nde değişik örneklerde görülür. İshak Paşa Sarayı'ndaki geçmeler, üslup özellikleri ve teknik bakımından, Anadolu Selçuklu mimarisindeki örneklerle yakın bir benzerlik göstermektedir. Kayseri'de Sahibiye Medresesi (1268), Niğde'de Hüdavend Hatun Türbesi'nde(1312) görülen geçme motifleriyle İshak Paşa Saray’ındakiler üslup ve teknik bakımdan birbirine çok yakındırlar. İshak Paya Sarayı'nda olduğu gibi bu yapılarda kullanılan geçmeler de, kabartma tekniğinde, ortan yivli şeritlerin ve dalların yanlara yaprakları bırakarak bir alttan, bir üstten geçtiği kompozisyonlar oluşturur.
İshak Paya Sarayı'ndaki geçmeler üç grupta incelenebilir: Geometrik geçmeler, bitkisel geçmeler, geometrik bitkisel kombinasyonlu geçmeler. Geometrik geçmeler daha çok pencere ve niş çevrelerinde kullanılmıştır. Muayede salonunun pencere kenarları salt geometrik geçmelerle çevrelenmiştir Caminin saçağını dolaşan korniş devrik bir geçmedir. Bitkisel geçmeler, çeşmenin alınlığında, Ana giriş Taç kapısında, Selamlık ve Harem Taç kapılarında, muayede salonunun giriş kapısında, caminin güney cephesinde birbirinden güzel ve değişik örneklerde kullanılmıştır. Geometrik bitkisel kombinasyonlu geçmeler, muayede salonunun batı kapısın da, Ana giriş Taç kapısının bezemelerinde ve selamlığın güney cephesi pencerelerinde kullanılmıştır.
GEOMETRIK GEÇMELER
Caminin Çatı Frizi
Caminin çatı silmesi 45" içe pahlanarak üzeri kabartma tekniğinde geometrik şeritlerden oluşan geometrik bir geçme bordürle bezenmiştir. Bordür dört şeridin ikişerli, 45" diyagonal, kenarlarda 90° içe dönerek örülmesinden oluşmaktadır. Şeritlerin eşit aralıklarla örülmesiyle ortalarda oluşan karelerin ortalarına, "inciler" bırakılarak bordür tamamlanmıştır. Köşelerde ise içteki şerit en dışa kadar uzatılarak 90 dönüşlerle bordürün kompozisyonu bozulmadan köşe dönüşleri sağlanmıştır. Bu geometrik geçme Selçuklu motiflerini anımsatıyorsa da daha çok antik kökenlidir.
Muayede Salonu Pencere Söve Bordürü
Muayede salonunda bulunan dört pencere ve on bir sağır pencerenin söveleri üzerinde çerçeve oluşturan bordür, kalkerli taş üzerine kabartma tekniği ile işlenmiştir. Bu geometrik geçme, beş farklı elemandan oluşmaktadır. İki kesintisiz şerit, (1 ve 2 numaralı beyaz ve sarı şeritler) birbirine geçmelerle bağlı "3","4","5" ve "6" numaralı kapalı motifleri olarak, köşelerde birbirinden farklı dönüşlerle çerçeveyi tamamlar. Şeritlere geçmelerle bağlanan kapalı elemanlar, "3" numaralı paralel kenar, (altıgen) "hexagon","4" numaralı eşkenar dörtgen,"5" numaralı paralelkenar, (küçük altıgen) "hexagon" ve köşelerde dönüşleri sağlayan "6 numaralı kapalı "pentagonlardan (beşgenlerden) oluşmaktadır. Bu elemanlar birbiriyle ve köşelerde pentagonlarla geçme tekniğinde birbirine bağlanmaktadır (Grf.4).
Birbirine bağlı kapalı şerit formları "1 ve "2" nolu şeritler simetrik olarak alttan ve üstte geçmelerle örerek geometrik bordürü oluşturur. Büyük "hexagon"lar, köşe dönüşlerine uygun biçimler alarak şeritlerle geçme tekniğinde örülen bordürü kesintisiz devam ettirir.
BİTKİSEL GEÇMELER
Ana Giriş Taç kapısı Cephe Panoları
Taç kapının poligonla yan kanatlarının ön cephelerinde, sütunlar arasında karşılıklı si metrik olarak dörtgen çökertme nişler içinde, kabartma tekniğinde birer madalyon olarak kompoze edilmiştir (Res.2). Madalyon, dikey "A", yatay "B" ve "b" eksenlerinde simetrik olarak geçmelerle tekrarlanan kıvrım dal ve kapalı şeritlerle kompoze edilmiştir.
Madalyon, dikey "A" ve yatay "B" eksenleri doğrultusunda simetrik olarak tekrarlanan üç değişik elemandan oluşmaktadır. Kesintisiz "1" numaralı kıvrımlar, kalp şeklinde "2" numaralı kapalı şekil ve "3" numaralı lotus tomurcuğu motifleri geçmelerle kompoze edilmiştir.
Madalyonun "1" numaralı kesintisiz kıvrım dal en uçta kendisi ile geçme yaparak dikey "A" ekseni doğrultusunda yanlara açılarak kalp biçimi oluşturur. Tekrarlanan geçmelerle önce dışa, sonra içe dönerek "2" numaralı kalp şeklindeki kapalı şekli alttan ve üsten geçerek, "b" ekseni doğrultusunda simetrik olarak tekrarlanır.
Dikey "A ekseni doğrultusunda karşıla simetrik olarak tekrarlanan kıvrımdalar. yatay "B" ekseninde yön değiştirerek simetrik madalyonun ikinci bölümünü oluşturur. Kalp şeklinde "2" numaralı kapalı elemanlar madalyonun merkezini oluşturmaktadır.
Kıvrım dal ve "2" numaralı şekillerin bir birine temas eden alt ve üst uçlarından, saplı ve üzerinde göz bulunan palmet-lotus karışımı "3" numaralı motif, kıvrım dalın bıraktığı kalp formundaki boşluğu doldurmaktadır. Kıvrımların dış köşelerinde iç boşluklarda ve iç yatay ve dikey eksenler doğrultusunda değişik varyasyonlarla akantus yaprakları bırakarak kompozisyonu tamamlamaktadır. Bu çift merkezli simetrik rine rölyef madalyon, kalkerli taş üze f tekniğinde işlenmiştir. işlenmiştir. Madalyonu oluşturan kıvrımdalların ortası yivlendirilmiş tir. Bu madalyonlar, üzerlerindeki oryantallerde, karşılıklı kalp formlarının alması yer ve palmetle lotusun üzerine göz motiflerinin kompoze edilmesi, saraydaki muhabbet ve neşenin kem gözlerden korunması için bir nazarlık olarak yorumlanabilir.
Çeşmenin Kemer Karnı Bordürü
Çeşmenin kemer karnını yer alan bu bordür, kalkerli taş üzerine kabartma tekniğinde bitkisel motif ve şeritlerle tasarlanmış tir. Bordür, "1" nolu kalp biçiminde kartuş, dikey "A", yatay "B" ve "b" eksenleri doğrultusunda simetrik olarak tekrarlanan; "2" ve "3" nolu kıvrım dal, "5" kapalı dörtgenden, "4" palmet ve "6" lotus motiflerinden altı farklı elemanlarla geçme tekniği ile kompoze edilmiştir.
Bordür, "1" nolu kalp biçiminde kapalı kartuşla başlar. Kalp biçimde kartuşun içinde aşağı "6" nolu lotosu andıran bir tomurcuk uzanmaktadır. Lotosun ucundan uçları içe spiral yapan "2" nolu kıvrimlar, dikey "A" ve yatay "B" eksenleri doğrultusunda simetrik olarak içe ve dışa kıvrılarak, yatay "b" ekseni doğrultusunda "5" numaralı kapalı kartuşla geçine tekniğinde bağlanarak kesintisiz devam eder
Yatay "b" eksenin doğrultusunda palmer le başlayan 3"nolu kıvrımlar, dikey "A" ekseni doğrultusunda simetrik olarak "1" nolu kalp şekline geçmelerle bağlanarak, "2" nolu ketumlarla ters yönde, içe ve dışa kavisler çizerek ve boşluklara palmetler bırakarak bor dürü kesintisiz dolaşır.
Kirim dalların bıraktığı boşluklar, "4" nolu palmetli kıvrımlar yatay ve dikey eksen doğrultusunda tekrarlanarak "2" ve "3" nolu kıvrım dalın bıraktığı boşlukları doldurur. Palmet ve lotuslarla kompoze edilen bu bordür de, Kafkas kökenli olduğu izlenimini vermektedir.
GEOMETRİK VE BİTKİSEL KOMBİNASYONLU GEÇMELER
Divan Salonu Pencereleri bordürü Divan Salonunun ikinci avluya açılan beş penceresinin sövelerini çevreleyen bu bordür, kalkerli kesme taş üzerine kabartma tekniğinde işlenmiştir. Bordür, içe pahlanmış pencere sövelerinde tekrarlanan, ortada sekiz kollu bir yıldız ve onu tamamlayan palmetli kıvrım dallardan kompoze edilmiş motifler den oluşmaktadır. Yıldızın ortasına diyagonal eksenleri doğrultusunda birbirine geçmelerle bağlanan kıvrım dallar simetrik olarak tasarlanmıştır. Uçları çatallaşarak palmet yaprakları bırakan kıvrımlar, birbirine bağlanarak sekiz kollu yıldızın içini doldurur. Sekiz kollu yıldızı çevreleyen kıvrımdalar dikey yanlarda doğru köşelerde 45 derce içe dönerek, bir sonraki motifin kıvrım dalları ile geçme tekniğinde bağlanarak, köşelere palmetler bırakır. Geometrik ve organik elemanlardan oluşan bu motifler yatay "B" ekseni doğrultusunda tekrarlanarak pencere sövelerini çevreleyen bordürleri oluşturur. Sekiz kollu