Gece ve gündüzü, yaratan Tövbeleri çokça kabul eden Allaha hamt senalar olsun.
Uhud da okçular tepesindeki Sahabelerine savunma savaşı düzeninde Komutanlık yapıp Dişlerini Şehit veren, Hz. Muhammed’e Sela tu Selam olsun.
İman etikten sonra Asrı cehaletten Asri Saadete çeviren. Örnek nesil Sahabelere Selam olsun.
Dünyaya ve eşyaya ahiret gözüyle bakmayı kendine en mühim mesele yapan, Kuran ve Sünnet doğrultusunda hayatını yaşayan siz güzel Kardeşlerime Salat ve Selam olsun.
ÜMMETİN HASTALIĞI VE REÇETESİ UHUD ‘UN OKÇULAR TEPESİDİR
Okçular tepesi malum Uhud savaşının bir kısmıdır, dolaysıyla Uhud’da ciltler dolusu Dersler var, örneğin
a) Allah cc Uhud Savaşı sonunda Hz. Cebrail’i as Hz. Muhammed’e as taziyeye gönderiyor diyor ki ‘’Üzülmeyin gevşemeyin eğer İNANIYORSANIZ en üstün olan sizlersiniz’’ hem Cebrail as aracılığıyla teselli edip taziyelerini bildiriyor, hem de Müminlere şu dersi veriyor, mücadelenin içine Dünya katmadan iman gücüyle savaştıkları müddete ÜSTÜNLÜK müjdesini veriyor.
b) Uhud savaşına katılan bu mübarek sahabeler den bazıları uzun yıllar yaşadılar, hangi savaşa katıldılar ise Allah cc onların İman ve ihlaslarına binaen katıldıkları savaşların tümü ZAFERLE/ ÜSTÜNLÜKLE sonuçlandırıyordu çünkü Allah cc onlar için en ÜSTÜN sislersiniz demişti. Not: üstünlüklerinin asıl sırrı ‘’semi'na ve ete'ne deyip dünyevileşmeden yorum yapmadan ve iman gücüyle savaştıkları için’’ onlara galibiyet nasip oluyordu.
Şimdi burada bize düşen Uhud 'taki Okçular tepesini çıkalım bakalım ümmetin Uhud-u ve okçular tepeleri ne durumda? Ümmete ne tür hastalık bulaşmış? ki bu kadar perişandır
Okçular Tepesini bırakmış mıyız? yoksa Resulüllâh sa Uhud günü okçular tepesine diktiği ilk günde Abdullah bin Cübeyr ile bekleyen 50’den 10 Mücahit Sahabe gibi savunmada mıyız acaba? Şöyle bir öğrenmeye çalışalım. Durum değerlendirmesi için damardan girelim bakalım durum nedir? Kanatımca durum şöyle: Ümmetin bugün için şu üç hastalığı var (müstesnalar istisnadır)
- Nefsine göre yorumculuk
- Vehın hastalığı var.
- Ve Uhud un mağduriyeti
Şimdi bu (eleştiricilik ve vehın) olan iki hastalığımıza da çözüm ve tedavi olmak için gözümüzü kapatıp kalben ve vicdanen hayatımızı masaya yatıralım şöyle:
Bizler herhangi bir İslami sohbete ya da Camiye veya Namaza gittiğimizde, İslami programlarımıza katılmamız gerektiğinde kısacası İmani ve İslami görevlerimizi yerine getirirken nereye gidiyorsunuz? diye soranlara Okçular tepesine dememiz lazım. Çünkü Allah ve Resulü bizi bu tepelerdeki nöbetlerimizi sıkı sıkıya korumamızı talim ettiler. Sakın Okçular tepesini boş bırakmayın. Yensek te yenilsek te, yırtıcı kuşlar vücudumuzu parçalayıp yeseler bile kesinlikle Ey Ümmetim sizler kendinize göre yorum yapıp vehın'e kapılıp yerellerinizi terk etmeyin.
Zengin veya fakir de olsanız, Dünyevi veya Uhrevi hayatınız yücelse de alçalsa da mevki ve makamınız, işiniz, inşaatınız, ticaretiniz veya okulunuz, kısacası hayatınız ne hale gelirse gelsin, sakın Sizler Okçular Tepenize yorum getirerek terk etmeyin, terk etmemek için Okçular tepesinde yaşanan üç isim üzerinden ders çıkarmaya çalışalım inşallah.
1.Ders
Musap bini Ümeyr ’in Uhuta’ki fedakârlığı ve Şehadet anındaki durumu.
Allah’ın Resulü Musap bin Ümeyr’e İslam’ın sancağını verir ve Hz. Musap Resulullah’ın cübbesini giyer ve savaşır. İlk etapta sağ kolu kesilir, sol koluyla Sancağı tutar, sol kolu da kesilince, Sancağı kolları arasına alır ve bir hain darbe daha alır, normalde insan ölümcül darbe aldımı sırt üstü düşmesi gerekirken, Hz. Musap ise kendini yüz üstü yere atar, Hayatta iken Allah’ın Resulünü korumaya çalıştığı gibi ölümüyle de Allah’ın Resulünü böylece bir müddet daha korumuş olur. Sağlığında İslami koruduğu gibi ölümüyle de İslami ve Resulullah-ı koruyordu.
2. Ders
Şimdi ikinci dersimizde ise her ne kadar Uhud’un Okçular Tepesinde olay Ceyran etmemiş olsa da olay Uhud’un kardeşi olan Bedir’de yaşanmıştır. Lakin konumuz olan Ümmete bulaşmış olan vehın hastalığının güzel bir reçetesi olduğu için ikinci ders olarak işliyoruz.
Evet bu şahıs çok fazla kitap okumamış, zamanın Müslümanı gibi her şeyi biliyorum veya bende biliyorum dememiş.
Sahabeden biri sadece samimi bir şekilde Allah’ın Resulüne sormuş Ya Resulullah Ben şu anda savaşsam ve ölsem nereye giderim acaba? Resulullah Cennete gidersin der, adam hiç durmadan yarısını yediği hurmanın geri kalanını ve elindeki hurma torbasına hiç yorum getirmeden atar savaşır ve Şehit olur.
Çağımız Müslümanlarına sorsak derler ki bu kadarda olur mu kardeşim, şimdi O hurmaları köye götürüp dikseydi ya da pazara götürüp satsaydı veya yetim kalacak çocuklarına yatırım için bir şeyler yapsaydı evet yâdalar sıralayıp çoğaltabiliriz daha sonra gelip savaşsaydı ya da bir derin hoca efendiye sorsaydı daha iyi olmaz mıydı?
Hurma sahibi bizlere Cennetten sesleniyor: "Yok, yok yorumcu efendiler ben sizin O bütün bencilliklerinizi iyi ki hesaba katmadan Hurmayı atmışım. Rabbim beni Cennetine koymuş çünkü Cenettekilerin en azı sizin O binlerce boş bencilleriniz den daha hayırlıdır. İsterseniz sizin şansınız hala varken bu fırsatı değerlendirin bu sefer sizler benim tercihimin akabinde gördüğüm sınırsız nimetleri peygamberimizin dediği gibi ‘’ne akla sığar nede kalbe damlamış nede hayallere girmiş nimetlere şahit oldum ve sizlere tahkiki İman yoluyla diyorum ki atın elinizdeki hurmaları ve Dünya prangalarınızı kırın atın, gelin Rabbimin Cennetin de beraber Havuzu Kevser de Resulullah’a komşu olalım. Doya, doya Cemali İlahiyi seyir eyleme nimetine erelim.
3. Ders
Cehennemlik adam Kuzman ibni Haris
Müşrik ordusunun üzerine korkusuzca saldırıyor. Sahabe Uhud’un meydanında aslan gibi savaşan Kuzman için "ya Resulullah görüyor musun Kuzmanı, dokuz müşriki nasılda bir, bir yere serdi." Bir anda Resulullah’ın Kaşları çatılıyor ve Dünyaları şaşıran bir söz Uhud’da yankılanıyordu Efendimiz as diyordu ki ‘’O Cehennemliktir.’’
Sahabeden Asım b. Ömer, Uhud’un meydanında yere düşen Kuzmanı görünce "müjdeler olsun ey Kuzman der, Yiğitçe savaştın ve şimdi şehitlik makamını elde etme yoluna girdin" dedi. Kuzman dedi ki, "ben ne Şehadeti elde etmek nede Allah’ın Dinini savunmak ve nede Muhammed’in Şerefini kurtarmak için savaştım, ben sadece kavmimin şan, şerefini ve Medine’nin hurmalıklarını savunmak için savaştım."
Kuzman aldığı yaraların kendisine verdiği acılara daha fazla dayanmamış eline aldığı bir oku bedenine saplayarak intihar etmiş ve oracıkta ölmüştü. İbn-i Katede koşa, koşa Efendimize gelmiş ve gördüğü manzarayı anlatmış. Allah’ın Resulü Kuzman hakkında Cehennemlik olduğunu söylediği sözünü Sahabeler daha iyi anlamış oldular, lakin asrımızın Müslümanları hala anlamadı Rabbim anlamayı nasip etsin.
Hemen şimdi burada sıcağı sıcağına şu soruyu herkes kendisine sormalı, 'Okçular tepemizi bırakırsak ne olur?' Tabiki tabiat boşluğu kabul etmez ata düşmanı iblis te boş durmaz mesaisi başlar. Sonuç insana vehın bulaşmış olur lakin derecesi ise soğuk algınlığı mı? Bronşit mi? Zature mi? Neyse oturup tahlil ve tetkikleri yaptığımızda gün gibi ortaya çıkar, çıkınca da mutlaka tövbe edip Kur'an ve Sünnet hastanesine koşup tedavi olamak lazım. Yarabbi sen şifa ver.
Evet burada çok kötü bir şekilde ümmete içerde bulaşmış hem de kronikleşmiş olan eleştiricilik ve vehın hastalığını biz Kur'an ve Sünnet Hastanesinin doktoru Hz. Muhammed’in yazdığı reçetesiyle tedavi olmaya çalışalım inşallah.







Uhud, kıyamete kadar gelip gidecek tüm Müslümanlar için bir mektep ve bir ibretler deryasıdır.Yureğin ve kalemin dert görmesin